Fotoğraf:Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Projenin başında Lumbardhi Vakfı’nın destek verdiği bu araştırmadan birkaç yazı ‘Ulus Oluşumu: Yugoslavya’da Türk Milliyetçiliğinin Oluşumu ve Günümüzdeki Yankıları’ başlığı ile vakfın blogunda yayınlandı.  Bu araştırmalarının devamında ‘Pykë’ kapsamında  üç yayın yapmaya hazırlanan Rada ve Boynik, Autostrada Biennale kuratörleri tarafından davet edilmeleriyle birlikte çalışmalarını bir sergi olarak sunmaya karar verdiler.

Serginin sadece biyografik bir sergi olmadığının altını çizen Tevfik Rada, “çoğu çağdaş sanat çalışması gibi maliyetli olmayan bu sergi bir biyografik çalışmadan ziyade o dönemi anlamak istediğimiz bir çalışma. Yani Ferit Bayram ve Nakiye Bayram’ın hayatına odaklanarak aktif oldukları 1919-1921 yılları arasındaki Komünist Parti faaliyetlerini ve o dönem Müslüman halkın bu partiye nasıl destek verdiğini ortaya çıkarmayı amaçlıyor ” dedi. 

Autostrada Biennale kapsamında Shani Efendi’nin Konağı’nda açılan sergi ‘Sosyalist Fecri’ gazetelerinin yerleştirildiği giriş bölümü yanısıra üç ayrı bölümden oluşuyor. 

Fotoğraf: Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Ferit ve Nakiye Bayram Kimdir? 

Üsküp’te yaşayan Ferit Bayram öğretmen, aktivist, yazar, çevirmen ve editörlük üstlenmiş. İttihat ve Teraki’nin iktidara gelmesinden sonra yaptığı çalışmaların sosyalist bir partiyi yansıtmadığını düşünüp üyelikten ayrılmıştır. 
Birinci Dünya Savaşından bir yıl, Rus devriminden 2 yıl sonra 1919’da Sosyalist Fecri gazetesinde editörlük yapmaya başlamıştır. Yugoslavya Krallığı bütün sosyalist faaliyetleri durdurduktan sonra ise gizlenmiş ve yeraltından çalışmaya başlamıştır. İkinci Dünya Savaşın’dan sonra Partizan’ların galip gelmesiyle birlikte hayatta kalmayı başarmış olan Ferit Bayram, ilk Türkçe öğretmenlerden biri olarak hayatına devam etmiş, 1945’ten sonra da Yugoslavya’daki ilk Türkçe alfabeyi yazmıştır. 

Aynı zamanda öğretmen ve feminist aktivist olan eşi Nakiye Bayram da ferecelerin kaldırılmasında öncü rol oynamıştır. 

Fotoğraf:Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Sergiye giriş: Sosyalist Fecri Nedir? 

1920’de ilk demokratik seçimler yaklaştığında, bölgede yaşayan Müslüman’ların da Komünist Parti’ye destek verebileceği düşünülerek Türkçe ‘Sosyalist Fecri’ gazetesi çıkarılmıştır. Editörünün Ferit Bayram olduğu ve aralıklarla 2 sayfa halinde çıkan gazete 12 sayı yayınlanmıştır. Sosyalistiçka Zora’dan (Sosyalist Gündoğumu) ayrı içeriklerle yayınlanan gazetede, Kosova ve Makdeonya’da sınıf savaşlarını, Sırp Krallığı’ının kolonize çalışmalarını, sefaleti anlatan ve ağalık sistemine, Sırp Krallığı’na, Kral’a karşı rejimini anlatan yazılar yayınlanmıştır. 

Bu arşivi şimdiye kadar ilk kez kendilerinin ortaya çıkardığını söyleyen Rada, “ bazı dipnotlarda görebiliyorduk ve oradan başlayarak Kosova Devlet Arişivi’nde araştırmaya başladık ve bulduk. Gazeteler iki sayfadan oluşuyor ama biz sadece baskıları göstermek amacıyla tek sayfa imaj olarak sergiliyoruz. Birkaç sayının üzerine o dönemlere ait olan önemli olayların simgelerini litografi tekniğiyle yerleştirdik” dedi. 


1944’te Nazilerin idam ettiği Partizanlar – Fotoğraf:Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Seçimler düzenlendikten sonra Komünist Parti’nin büyük bir başarı kazanarak seçimlerden üçüncü en fazla oy alan parti olarak çıktığının altını çizen araştırmacı Tevfik Rada, “Komünist Parti o dönemde Üsküp ve Zagrep’ten milletvekili çıkarmayı başarmış. Sırp Krallığı bu sonuçtan sonra bütün komünist faliyetleri yasaklıyor. Arşivde bunların nasıl kaldığını, bugüne nasıl geldiklerini bilmediklerini ancak muhtemelen birilerinin saklamış ve sonradan arşive teslim etmiş olabileceğini tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Gazetenin yedinci sayısında Prizren’deki Melami Tekkesi Şeyhi Hacı Ömer Lütfü Paçarizi’nin ‘Çiftçi ve İşçi Kardeşlerime’ başlığıyla tam sayfa bir şiirinin yayınlandığını anlatan Rada, “ Hacı Ömer Lütfü Paçarizi, Ferit Bayram’ın arkadaşı. 1919’da buradaki bütün halkların refah içinde yaşayabilmesinin ancak komünizim ve eşitlikle mümkün olabileceğini anlatıyor” ifadelerini kullandı.  Paçarizi’nin şiirinde ‘yaşasın Troçki ve Lenin’ ifadesinde Prizrenli bir şeyhin o dönem Troçki’yi nasıl bilebildiğine şaşırdıklarını belirten Rada, “Lenin tanınıyordu ancak Troçki o kadar ünlü bir isim değildi. Hacı Ömer ve arkadaşlarının Rusya’daki gelişmeleri ciddi bir şekilde takip ettiği anlaşılıyor” ifadelerini kullandı. 

Komünist faaliyetlerin yasaklanmasının ardından Şeyh Hacı Ömer Lütfü Paçarizi’ye karşı yıldırma politikası izlendiğine değinen Tevfik, Paçarizi’nin evine polis baskınları düzenlendiğini, aşağılayıcı hareketlerde bulunulduğunu ve esnafın da o dönem kendilerini zora soktuğu gerekçesiyle Paçarizi’ye yazmaması için baskı yaptığını anlattı. 

Tevfik, Ferit Bayram’ın da o dönemdeki birçok komünist gibi Üsküp medresesinden çıktığını, 1920’li yıllarda bu medresenin neredeyse bir komünizim yuvası halinde geldiğinin söylenebileceğine işaret etti. 

Aynı medreseden Nakiye Bayram’ın da çıktığını belirten Tevfik, Nakiye Bayram’ın da kadınların toplu olarak ferecelerini çıkartmasında öncü rol oynadığını ve ferece kanunun çıkarılması için çalışmaları olduğuna değindi. 

Fotoğraf:Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Eğitim Odası

Serginin giriş bölümündeki gazete sunumundan sonra eğitim odasında Ferit Bayram’ın eğitim üzerine uğraşları anlatılıyor. Bayram’ın Yugoslavya’daki ilk Türkçe alfabeyi 1947 yılında yazdığınığını anlatan Rada, “ Ferit Bayram 1945 yılından itibaren kendini öğretmenlik ve yazarlığa adamış. 1947 yılında yazdığı ilk Türkçe alfabeyi bulmakta çok zorlandık. Ancak Belgrad’ta bulabildik. Tabi o dönem Türkiye’de kullanılan Türkçe alfabeyi biliyoruz fakat Bayram burada harflere ve kelimelere başka anlamlar çıkarmış. Dili yeniden kurgulamış. Mesela ‘T’ harfiyle ‘Tito’ yazılabileceğini gösteriyor. Veya ‘savaş’ kelimesini kurtuluş savaşından ayrı bir anlamda işçilerin savaşı olarak göstermiş” dedi.

O dönemde ‘Sevinç’ adlı çocuk dergisinden ‘Kibrit Kutusu’ adında bir yazısına ulaştıklarını kaydeden Tevfik Rada, “ Bayram bir gün ‘Tefeyyüz’ okulunda ders vermeye giderken yolda purosuna bir kibrit almak için bir büfeye uğradığında Vukovar’daki Kongresi’nin 40. yılını kutlayan tasarımlı kibrit kutularını görmüş ve o gün derste öğrencilerine Vukovar Kongresi’ni ve onun önemini anlatmış” dedi. 

Tek Sorun Belgesel

Sevinç dergisinin bu sayısına Prizrenli hukukçu Altay Suroy’un yönlendirmesiyle ulaştıklarını ifade eden Rada, “1980’lerde Suroy, bir dönem bu konu üzerine yoğunlaşmış. Hatta Ferit Bayram ve onun devrimci çalışmaları üzerine bir RTK’yla anlaşarak bir belgesel film çekmiş. Belgesel için araştırma yapılırken hazırlanan belgeler, film tezleri, Altay Suroy’un  Bayram hakkında biriktirdiği gazete küpürlerine ulaştık bu odayı da onun için hazırladık fakat tek sorun belgeselin kendisi. Zira belgesel RTK’nın arşivinde var veya yok onu bilemiyoruz ama ulaşmak çok zor” değerlendirmelerinde bulundu. 

Fotoğraf:Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Buraya Üsküp arşivinden ulaştığımız bazı fotoğrafları eklemek istedik diyen Rada sunuma bağlı olarak sergiyi kalabalıklaştırmamak için fazla imajı yerleştirmediklerinin de altını çiziyor. Fotoğraflar arasında 1919 ve 1920 tarihlerinde Üsküp’te çekilmiş 1 Mayıs gösteri fotoğrafları, gazetenin basıldığı baskı makinesini yanısıra baskılar sonrası bazı cezaevi fotoğraflarını ve bu fotoğrafların arasında mahkümların cezaevinde düzenledikleri sergiler ve performansları görmek mümkün. 

Fotoğraf: Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Sorgu Odası

Burada polis baskısının arttığı o dönemde Belgrad’a, Bakan’a gönderilen polis raporlarını sergiliyoruz açıklamasında bulunan Rada, “ O dönemde halkta birçok kişi sorgulanıyor. Bu raporlar merkeze yani Belgrad’a gönderiliyor. Raporların detaylıca hazırlandığını fark ediyoruz. O dönemde yıldırma, susturma çabaları yanısıra infazların da gerçekleştirdiğini görüyoruz” dedi. 

Bahse konu dönemde aktif olan İlya Krasoyeviç’in zehirlendiğini, bir diğer aktif kişi Zef Lush Marku’nun Yakova yakınlarında öldürüldüğünü öğrendiklerini işaret eden araştırmacı Tevfik Rada, “ Bu dönemde ilerici, açık görüşlü ve hatta materyalist olarak değerlendirebileceğimiz entellektüel mistik bir tarikat olan Melami tarikatının şeyhi Hacı Ömer Lütfi’nin de susturulduğunu anlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

Rada, Ferit Bayram’ın bu dönemde bir grubu organize ederek bu cinayetlerin peşine düştüğünü ve faili meçhul gibi gösterilmeye çalışılan Zef Lush Marku cinayetinin de polis tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşıldığını ifade etti. 

Bu çalışmalarını ‘Pykë Yayınevi’ olarak üç yayın halinde  sunmak istediklerini dile getiren Tevfik Rada, “ilk olarak Melami tarikatı şeyhi Hacı Ömer Lütfi Paraçarizi’nin yazdığı ‘Çiftçi ve İşçi Kardeşlerime’ şiiirini açıklamalı dipnotlar ile basmak istiyoruz. Nimetullah Hafız ve Tacide Hafız’ın, Paçarizi hakkında önemli çalışmaları bulunuyor. Bizim araştırmamız, onların Hacı Ömer üzerine yaptığı araştırmalardan çok yararlandı” dedi. Bir diğer çalışmalarında ‘Sosyalist Fecri’nin sayılarını latin harfleriyle Türkçe, Arnavutça ve İngilizce’ye çevirerek baskmak istediklerini belirten Rada, “ Bir diğer çalışmamızda ise Ferit Bayram ve eşi Nakiye Bayram hakkında bulduğumuz arşiv dosyalarını basacağız. Elimizde oldukça fazla dosya var bir araya toplayıp ve Ferit Bayram hakkında yazılmış tek kitap olan Kemal Seyfullah’ın kitabını da dahil ederek bir kitap yayınlayacağız” dedi.

Röportaj: Suer Celina

© PRIZMA MEDIUM

*Bu içerik CHwB Kosova ve GërrGërr platformu tarafından destenkenmiştir.