Fotoğraf:Fatmir Maloku / Lumbardhi

Ares, bu sefer direk faaliyetlerle başlayalım. İlk yıllarda daha cüzi bütçelerle gönüllü etkinlikler yaptığınıza tanık olduk. Ama son yıllarda düzenli bir programa sahipsiniz. Biraz Lumbardhi’yi faaliyetler açısından değerlendirir misiniz?

Ekip oluşturmak, mekanı işlevsel kılmak ve kaynak geliştirmekten oluşan ilk dönemde 2017 ye kadar amacımız mekanı farklı şekillerde deneyerek onu gelecekte nasıl kullanacağımıza yönelik araştırmada bulunup, kurumsal modeller ve praktikleri geliştirmekti. 2017’de salona işlevsellik kazandırdıktan sonra ağırlılı olarak film gösterimi, konser ve sunumlardan oluşan bir program gelişti. 2019’dan itibaren de yavaş yavaş kültür mekanından kültür kurumuna dönüşme hedefini bilgi üretmeye, araştırmaya, sanatsal üretime doğru yoğunlaşarak somutlaştırdık. Bu süreçte kalıcı bir ekip, dışarıdan araştırmacılar, programcılarla birlikte yeni bir işleyiş oluşturmaya çalışırken, araya pandemi girdi ve önceliklerimizi yeniden düşünmeye itti.  

Bu ara dönemde film, müzik ve performans programlarını önce hazırlayıp sonra ortaya çıkan yeni kurallar ile rafa kaldırırken, araştırmaları ‘BLLOGU’ platformundan yayınlamayı, ‘QARK’ gibi dışarıya daha açık ve işbirlikçi formatlar geliştirmeyi, yeni görsel kimlik ve websitesi inşaası ile birlikte tamamen çevrimiçi olabilecek programlar hazırlamaya devam ettik. Bu da aslında restorasyon nedeniyle gelecek kapanışa daha esnek ve çeşitli fikirlerle girmemizi sağladı.

Fotoğraf: Zijadin Vardar Arşivi

İşe başladığımız günden itibaren 50’lerde kurulmuş kurumun tarihinin ve arşivinin düzensizliği dikkatimizi çekti.  Özellikle 90’lı yılların ve geçişin resmi ve kamusal hafızaya olan etkisi hem kültürel miras kurumları ile olan etkileşimde hem de araştırmacı topluluk ve farklı kurum ve kişilerin yaptığı çalışmalardan veya konuşmalardan karşımıza çıkıyordu. Devletin de müze, üniversite, araştırma kurumları v.b. altyapılara yeterince ilgi göstermemesi var olan kütüphane, arşiv ve resmi akademi ve tarih kurumlarının içe kapalı, yeniliğe uzak ve dış dünyadan kopuk bir halde olmaları, özellikle kamusal hafıza etrafında toplanmış ve onun aracılığı ile bir sinemayı kültürel miras listesine sokmayı başarmış bir topluluk için kurumu düşünürken kamusal hafızanın pratiğimizde ve programımızda önemli bir yer edineceği baştan belliydi. 

Bölük pörçük Lumbardhi sineması tarihi araştırmamız ve etkileşimimiz 2015 ve 2016’da sözlü tarih ve fotoğraflar toplamakla başladı. Arada birkaç konuşma ve kamu programı gerçekleşti. Akabinde Kosova Oral History insiyatifiyle 2018’de ‘Prizren Urban Memoryscapes projesi’ ile farklı profillerden kişilerle yapılan sözlü tarih röportajları, farklı atölyeler gerçekleştirmiş ve sinema binasında bir sergi kurmuştuk. O dönem, Lumbardhi sinemasında bulduğumuz ve daha önce görülmemiş 1972 Prizren belgeselini önce Arnavut Devlet Film Arşivinde izlemiş, ardından Fransız Milli Audio-Vizüel Enstitüsü’nde restore edilip sayısallaştırılmış, sergide gösterildikten sonra Youtube’dan yayınlanmıştır. 

Fotoğraf: Somer Şpat/Lumbardhi

Aynı dönem sanatçı Vladimir Miladinoviç  belge ve poster arşivinden reprodüksiyonlar üreterek, arşivin kamu ile ilk buluşmasını 2019’de mümkün kılmıştı. Bu süreçte de aslında görsel hafızada çalışma ihtiyacını, arşiv ve bilginin toplanıp kolayca erişilebilir bir mecraya aktarılması hedefini ve bu koleksiyonları da farklı araştırma projeleri ile ve paydaşlarla konuşarak geliştirmemiz gerektiği kanısına vardık. Bu konuda özellikle 2015’ten itibaren bize farklı şekillerde gönüllü olarak danışma ve desteklerde bulunan başta Vasıf Kortun ve kurucusu olduğu SALT’ın ekibinin de deneyimlerini ve geniş bilgilerini cömertçe paylaşması sonucunda, özellikle araştırma, kütüphane ve arşiv gibi alanlarda yönetilebilir bir süreç işletip, gerekli kapasiteleri ve planları geliştirmemiz ve kalıcı temeller oluşturmamız mümkün olmuştur. 

Çalışmaşarın devamında, 2020 yılında daha önce bahsettiğim sinema araştırması haricinde başlattığımız diğer araştırma da Sezgin Boynik ve Tevfik Rada’nın geliştirdiği ‘Nation Formation’ (Ulus Oluşumu / İnşaası) projesıdır. Türk toplumunun Yugoslavya döneminde oluşumunu özellikle kültürel üretimden devlet desteği ile gelişmiş oluşum ve yayınları araştırarak ve dönemin aktörleriyle konuşarak oluşturdukları ilgi çekici bilgi ve tezleri var. Bunun paralelinde Lumbardhi Vakfı’nın geliştirmekte olduğu daha geniş çerçeveli bir dijital arşiv çalışması kapsamında TAN, Çevren, Sesler ve gibisi birçok yayının sayısallaştırılması süreci var. Araştırma halen devam etmekte olsa da, Lumbardhi’nin online yayın platformu BLLOGU’da çıkan bölümler ile Autostrada Biennale ile oluşan işbirliği aracılığı ile çıkan Ferit ve Nakiye Bayram Kimdir sergisi, Shani Efendi’nin Konağında sunuldu ve geniş bir kitle tarafından ilgi gördü. İlerleyen dönemde de yayın ve sergi haricinde, Kosova ve yurt dışında farklı sunumlar olacak. 

Fotoğraf: Tuğhan Anıt/Autostrada Biennale

Son olarak, bu yıl ‘Kamu Arşivi’ projesi kapsamında Nafiz Lokvica arşivinin kataloglanması ve sayısallaştırılması ile yapılan çalışma ve ‘Pyke’ ve ‘Presje’ ile olan çok kapsamlı işbirliği içerisinde çalıştığımız Shkelzen Maliqi projesi de, kendilerinin bizimle paylaştıkları binlerce fotoğraf ve video ile 2 bin 500 üzeri kitaptan oluşan koleksiyonları düzenlerken, birçok başka gönüllü destekçinin de katkıda bulunabileceği dijital arşivi oluşturup bilgi üretimi ile paylaşımına katkımız artarak devam edecek. 

Fotoğraf: Edi Gashi/Lumbardhi

Bir de film ve müzik programları var biraz da bu noktaya değinelim. Bu programları anlatır mısın.

Yeni formatlar haricinde, Lumbardhi’de 50’lerden beri iki ana hattı olan Film ve Müzik programları da kendi içlerinde şartlara da bağlı olarak gelişim ve dönüşümlerden geçti ve halen programın temelinde olmaya devam edecek. Burada ilk yıllardan beri Bengi Muzbeg ve Tevfik Rada’nın gönüllü desteği çizginin oluşmasında kilit bir rol oynadı. Sonrasında ekibe katılmalarıyla beraber ‘Film Kulübü’ çerçevesinde sunumlar yapılan ve alternatif sinema tarihine odaklı programdan, misafir küratör ve uluslararası platform ve kurumlarla da yaptığımız retrospektifler ve tematik programlar hem film hakkında öğrenmeyi, hem de düzenli programları takip eden bir kitle ve alışkanlıklar oluşturmaya çalıştık. Altyapımızın eksik ve kısıtlı olması, pandemi koşulları ve yıl boyunca düzenli ve nitelikli film programı oluşturmanın gerektirdiği enerjinin getirdiği kısıtlama karşısında, aynı ekip ile araştırmalara yoğunlaşıp, önce Lumbardhi sinemasının katmanlı tarihini ve paralelinde de Kosova’da yirminci yüzyıl boyunca filmin gelişim süreçleri ve kontekstini anlamaya ve onun arşivini toplamaya yönelik çalışmalar yapıldı. Bunların bir kısmı BLLOGU’daki köşede paylaşıldı, diğer bir kısmı da yazın Lumbardhi’de yapılan ‘Açık Arşiv’ sergisinde. ‘Kosovafilm’ mini-retrospektifinde, önümüzdeki ayda çıkacak yayın ve 70. yıl film programına da yansıyıp, sonrasında da yeni yayın ve başka formatlarda da devam edip şekil bulacak.

Fotoğraf: Suer Celina/Lumbardhi

Müzik Programı

Müzik programında da ilk 5 yıl daha geniş bir deneme çerçevesi içerisinde  yerel alternatif sahneden ve Balkanlarda turlayan sanatçı ve platformlarla işbirlikleri yapıp performanslar sunuyorduk. Mekanın uzun dönemde korunması, gürültü düzeyi ve mahalle ile evlerin arasında binası olan bir kurum olduğumuzun farkında olmamız, müzik ekonomisi ve kurumun genel gidişatı içerisindeki yeri gibi konular bu programı nasıl daha anlamlı ve sürdürülebilir bir şekilde geliştireceğimizi sorgulamamızı sağladı. Hali hazırda  performans haricinde araştırmaya, öğrenmeye ve üretime yer açıp sunumsal, katılımcı ve lokalleşen programlar geliştirmeyi istiyorduk ve pandeminin gelmesi daha radikal bir değişikliğe gitmemizi mümkün kıldı.  Bununla birlikte  pandemi döneminde  iki senede gelişen ‘Dinlemenin Biçimleri’ (Variacionet e Dëgjimit) programı şahsen memnun olduğum birçok yenilik ve deneme getirdi. Onun aracılığında performansı ve birlikte dinlemeyi daha etkileşimli ve sıcak kılan formatlar, ‘Ses-Mes’ gibi sessizlikten oluşan saatler veya film ve konser gösterimleri gibi daha masrafsız ama eğlenceli ve manalı deneyimler ortaya çıktı. Kolektif Dinleme listesi gibi katılımcı formatlar ise Lumbardhi sakinleri, kullanıcıları ve mahalle sakinleriyle yapılan liste, diyalog ve keyifli etkileşimlere neden oldu, hatta karşımıza yaklaşık 3.000 plaktan oluşan çok zengin bir koleksiyon bile çıkardı.

Fotoğraf: Esad Duraki/Lumbardhi

Diğer taraftan İlir Bajri ile yürütülen ‘Lumbardhi Deneysel Topluluğu’ atöylesi Prizren’den altı müzisyenin 3 yıl önce sinemanın kalıntıları arasında bulduğumuz ve Fransız Milli Audio-vizüel enstitüsü tarafından restore edilen ve sayısallaştırılan 1972 yılından ‘kayıp’ Prizren belgeseline yeni müzik besteledi ve onu seyirci karşısında sunmasının ardından tekrardan yeni pandemi kurallarıyla birlikte etkinlikler tekrardan yasaklandı ve ikinci faz hazırlıklarına geçtik. Bu günlerde de bu birikim, tespit edilmiş ihtiyaç ve var olan potansiyellerden yola çıkarak, 2022 yılında müzik programının nasıl diğer araştırma ve programlar ile daha entregre bir hal alacağına bakıyoruz. 

Fotoğraf: Suer Celina

Vakıf Lumbardhi binasının 70. yılını İkinci Faz sürecinde kutlayacak. Peki nedir bu ikinci faz? 

İlk yedi yılın birikimini kamya sunup tamamen şeffaflaşması ve kurucu misyondan öteye geçip daha geniş bir misyonla hayatına devam etmesi amaçlanıyor. İkinci faz yayınların ortaya çıkması, kurulmuş merkezlerin dışa yansıması ve Lumbardhi’nin 70. yılı kutlamalarıyla devam etmesi olacaktır.

Lumbardhi bugünlerde web sitesini de yayınlayarak ilk yedi yılın birikimini kamuya sunup tamamen şeffaflaşması ve kurucu misyondan daha geniş yeni bir misyonla hayatına devam etmek sürecinde. Diğer taraftan Lumbardhi binası restorasyona hazırlanıyor, Vakıf ise direktör değişiminin de getireceği yeni sanatsal vizyon ile birlikte sürdürülebilir bir kuruma dönüşme iddiasını test edeceği bir döneme giriyor. Uzun süredir hazırlanan program, yayın ve platformların kamu ile buluşacağı gibi birçok katmanı içerdiği için, ‘ikinci faz’ diye adlandırdığımız bu geçiş açıkçası heyecanla yaşadığımız önümüzdeki aylarda herkesle paylaşıyor olacağımız bir bir dönem olacak. 

Röportaj: Suer Celina

© PRIZMA MEDIUM

*Bu içerik CHwB Kosova ve GerrGerr platformunun destekleriyle hazırlanmıştır.