Fotoğraf:  Kuzey Makedonya Başbakanlık Press Ofisi 

Open Balkan, Avrupa Birliği’ne henüz üye olmamış Batı Balkan ülkelerinin siyasi ve ekonomik bir bölge oluşturma girişimi olarak biliniyor. Mini Schengen Zone olarak başlayan bu girişimin destekçisi olduğu kadar, karşı çıkanı da var. Şimdilik üç üyesi bulunuyor: Arnavutluk, Sırbistan ve Kuzey Makedonya. Üç de potansiyel üyesi var: Kosova, Bosna Hersek, Karadağ. 

Son günlerdeki esas tartışma Open Balkan’ın kimin projesi olduğu yönünde ilerledi. Oysa esas konu, Avrupa Birliği entegrasyonlarına katkı sağlayıp sağlamadığı olmalıydı. Çünkü eğer Batı Balkanların Avrupa Birliği ile entegrasyonuna katkı sağlayacaksa, Open Balkan neden olmasın. Yok eğer sadece entegrasyon adı altında kurumsal duplikasyonlara sebebiyet verecekse, neden olsun. 

Albin Kurti hükümeti Kosova’nın Open Balkan’a katılımına şiddetle karşı çıkıyor. Nihai hedef Avrupa Birliği olduğuna göre ne gerek var yeni Birlikler oluşturmaya!? Bu bir ekonomik bölge ise CEFTA ile nasıl bir uyum sağlanacak; siyasi boyutu ise daha da karmaşık. Open Balkan Anlaşmaları çerçevesinde düzenlenmesi öngörülen pek çok konu ikili anlaşmalarla zaten düzenlenmiş. Esas sorun ise Sırbistan, Kosova’yı tanımazken eşit temsil nasıl sağlanmış olacak? Bu sorunun arkasında Kosova tarafında “Eşit temsille Open Balkan’a varız” cevabı yatıyorsa müzakerenin yolu açık demektir. “Bu Sırbistan’ın oyunudur” söylemi ise müzakereyi de tıkayan bir dil üretir. O yüzden hiç fayda sağlamaz. Peki, Open Balkan’dan nasıl bir fayda beklenir? 

Balkanlarda, Avrupa Birliğine üye olmamış ülkeler arasında işbirliğini teşvik edici çabalar ve girişimler elbette ki daha önce de olmuştu. Ancak bugün Open Balkan olarak adlandırılan inisiyatifle ilgili ilk somut açıklama 11 Ekim 2019 tarihinde gerçekleşti. Konu, Arnavutluk, Sırbistan ve Kuzey Makedonya liderlerinin Novi Sad’da bir açıklama yapmasıyla resmen gündeme girdi. Daha sonra Ohri ve Durrës toplantılarıyla böyle bir ekonomik bölgenin kurulması ve kültürel ilişkilerin derinleştirilmesi konusunda mutabakata varıldı. 29 Haziran 2021 tarihinde ise Üsküp’te düzenlenen Bölgesel Ekonomik İşbirliği Forumunda, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Kuzey Makedonya Başbakanı Zoran Zaev işbirliği anlaşmalarını imzaladılar. Böylece Open Balkan resmiyet kazanmış oldu. 

Üç ülke arasında imzalanan işbirliği memorandumları, bölge ülkelerinin ekonomik olarak Avrupa Birliği’ne hazırlanmasını, kendi aralarında insanların, malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımını, diplomaların karşılıklı tanınmasını, kültürel ilişkilerin geliştirilmesini öngörüyor. 1 Ocak 2023 itibariyle sınır kontrollerinin kaldırılması ve geçişlerin kolaylaştırılması planlanıyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’e göre vatandaş için bunun anlamı Belgrat’tan Tiran’a kadar kimsenin kimseyi durdurmaması. 

Aynı coğrafyaya ait olan Balkan insanı, farklı kimlikleri olsa bile, benzeri mantaliteyi ve kültürü taşıyor. Dolayısıyla birbirini ziyaret etmek ve ortak kültürü paylaşmak son derece doğal. Ancak bu doğallığa rağmen kimi zaman vize prosedürü, çoğu zaman da sınır geçişlerindeki kontroller seyahati çekilmez bir hale getiriyor. Özellikle birbirini tanımayan veya vize uygulayan bölge ülkeleri söz konusu olduğu zaman… Çünkü bugün Kosova’dan Bosna Hersek’e gitmek, dünyanın başka bir ucuna gitmekten daha zor; Bosna Hersek’ten buraya gelmekte olduğu gibi… Vize prosedürü bir dert, sınır polislerinin insanlara sordukları sorular başka bir dert. Çünkü sorulan sorular, (seyahat edenler bilir), ortada açık bir suç isnadı yoksa, bir insanın başka bir insana soracağı türden sorular değil. Bu soruları kimsenin kimseye sormayacağı ülkelerde yaşamak istiyoruz. Open Balkan, sınırlarda böyle bir serbesti tanıyorsa, neden olmasın.  Bu göstermelikten ibaret ise, neden olsun. 

Kosova, bunu istemediğine göre, mesele ne? Albin Kurti’ye göre mesele, vizyonsuzluk.  Kurti, Open Balkan’ı vizyonsuzluğun ötesinde zararlı bir girişim olarak da niteledi. Sırbistan, Kosova’yı tanımadığı sürece üyelikte eşitlik mümkün gözükmüyor. Karadağ Başbakanı Dritan Abazovic ise çok daha pragmatik yaklaşarak sınırlarda kimsenin kuyrukta beklemeye istekli olmadığını söylüyor. Karadağ henüz üye değil, ama Abazovic’e göre Open Balkan yarım ülkeler için değil, her katılımcının kendini ve ülkesini temsil ettiği bir yer olmalı. Bosna Hersek ise politik meselelerden dolayı halen mesafeli durmaya devam ediyor.  

Medyaya sıçrayan manipülasyonlar arasında Open Balkan projesinin Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından da desteklendiği öne sürüldü. Bu iddiaların ardından Amerikan desteğinin arttığı gördük. Kosova’daki Amerikan Ticaret Odası bile bunun dikkate alınması gerektiğini salık verdi. Avrupa Birliği de EVET diyor. Ancak Kosova’yı ziyaret eden Alman Başbakanı Olaf Scholz’a sorulduğunda, önceliği bölgesel ortak pazara verdiklerini ifade etti. Ortak pazar, Avrupa Birliği’nin olduğu gibi, tüm liberal girişimlerin ortak hedefi değil mi zaten. Ancak Scholz, Berlin sürecini de hayata geçirmeye niyetli olduklarını ifade ederek erişilebilir hedeflerin konulmasından yana… 

Denklem karmaşık. Sırbistan, Avrupa Birliği’ne üye olmak için iyi komşuluk ilişkileri şartını yerine getirmek üzere Kosova’yı bu inisiyatife davet ettiği öne sürülebilir.  Scholz, ise birbirini tanımayan iki ülkenin AB’ye üyeliğinin düşünülemez olduğunu ifade ediyor. Diğer iki ülke ile kıyaslandığında ekonomik olarak Sırbistan’ın iki katı olması, en büyük yararlanıcının Sırbistan olacağına dair öngörüleri akla getiriyor.  Bu durum zaten bütün liberal ekonomi politikalarının doğal bir sonucu değil mi? Ama bundan önce Open Balkan’ın bir duplikasyona sebebiyet verip vermeyeceğine, bölge ülkelerine somut fayda getirip getirmeyeceğine ve Avrupa Birliği entegrasyonlarına katkı sağlayıp sağlamayacağına bakmak lazım.  

✎ Esin Muzbeg

© PRIZMA MEDIUM