Bana göre kent demek özgürlük demektir. Hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz ve hür bir şekilde yaşayabileceğimiz, dilediğimizi serbestçe yapabileceğimiz, düşündüğümüzü korkmadan rahatça dile getirebileceğimiz yapılardır kentler. 

Peki kent marjinal kesimden biri olan kadın için ne kadar adil, ne kadar güvenli?

Kadınlar için daha güvenli şehirler yaratmak temel bir değişime bağlıdır. Kent ve onun kamusal alanları, kadınlar için özgürleşme manasına gelirken diğer taraftan da kısıtlayıcı rol oynamaktadır.

Kadınlar ve erkekler doğası gereği farklı ihtiyaçlara, iktidarlara ve erişim hakkına sahiptir. Bu farklılıklar cinsiyetler arasında dengesizliğe yol acar ve bu durum genellikle kadınlar için adil ve güvenilir sonuçlar doğurmaz. 

Kadınlar yaşadıkları kentte ekonomik, sosyal ve politik hayata aktif katılım sağlamalı ve seslerini rahatça duyurabilmelidirler. Kentler ise kadınlara bu olanakları sağlayabilecek kamusal alanlar yaratmalıdır. Cinsiyet körü kentler kadınlara söz konusu alanları sağla(ya)madıkları gibi onların sosyal ve siyasal hayata katılmalarını kayda değer ölçüde engellemektedirler. Kadının güçlü olmadığı bir toplumda gelişim ve değişimden söz etmek ise imkânsızdır. 

Kadın ve kent arasındaki bağı incelemeye yaşadığım şehir olan Prizren’den başlamak istiyorum. Ne yazık ki standartlar ve yerel düzeyde alınan kararlar Kadın, çocuk, yaşlı ve engelli bireyler gibi dezavantajlı grupların ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğu gibi, kentsel düzenleme ve planlamaların da çok fazla odağında olmadığını göstermektedir. Belediye bünyesindeki çoğu karar alma mekanizmaları erkekler tarafından yönetilmekte olup, kadınların yönetici pozisyonlarındaki sayısı yok denilecek kadar azdır. 

Engelli ve hamilelerin belediye hizmetlerine erişimlerinin sınırlı seviyede kaldığını ve bu konuda yapılan çalışmaların yetersiz olduğunun da altını çizmek gerekir. Fakat vurgulanması gereken nokta çözümün Engelliler parkı veya yolu ya da engellilere ait izole alanlar planlamak değildir. Çözüm ERİŞEBİLİRLİĞİ sağlayarak eşdeğerlik ve katılımcılık ilkelerini benimsemektir. Peki erişebilirlikten ne kast edilir?  Bir yerleşim yerine veya yerleşim yerinin ulaşım ve bilgilendirme olanaklarıyla bilgi ve iletişim teknolojisinin herkes tarafından güvenli ve tarafsız bir bicimde ulaşılabilir ve kullanılabilir olması. 

Kent, toplumun tüm kesimleri için eşit temsiliyet ve katılımcı yönetim anlayışını benimsemekten hayli uzak olduğu için bu noktada çoğu zaman Sivil Toplum Kuruluşları arıcılığı ile Kadın, çocuk, gençlik, LGBT, topluluklar, çevre ve diğer alanlarda ihtiyaç, talep ve öneriler doğrultusunda farkındalık çalışmaları yapılıyor ve bu sayede yerel düzeydeki eksiklikler bir nebze de olsa STK temsilcileri tarafından gideriliyor. Diğer yandan baktığımız zaman, Kosova bölgedeki en gelişmiş Cinsiyet eşitliği yasasına sahip olsa dahi uygulamada en düşük seviyelerdeki yerini korumaktadır. 

Kosova’nın en büyük ikinci şehri olma özelliğini taşıyan Prizren’in bir başka sorunu ise geleneksel toplum yapısına sahip olmasıdır. Toplumun büyük bir kesimi ahlak, norm ve değerler üçgeni ekseninde dönüyor. Örneğin: Boşanmalar; Özellikle erkek egemen toplum yapısı nedeniyle, kadınlar boşanmaktan çekiniyor ya da boşanma sürecinde aile baskısı ile karşı karşıya kalabiliyor. Kadının sosyoekonomik durumu, çocukların etkilenme durumu gibi etkenler boşanma süreci ve sonrasında kadının yaşamını olumsuz yönde etkiliyor. Cinsiyete dayalı eşitsizlikler dezavantajlı grupları sınırlandırır ve böylece toplumsal yapı içinde sosyal ve kültürel yapı zarar görür. Erkek karşısında güçsüz bırakılma, şiddete maruz kalma, kariyer olanaklarının kısıtlanması kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunların temelini oluşturmaktadır. 

Kadının Seçimle Gelen Temsiliyet Olanaklarının Sınırlandırılması

Dünya üzerinde erkek egemen bir yapı olduğu gerçeğinden yola çıkarak kadınların siyasete katılmaları sorunu belirgin bir şekilde cinsiyet rolleri ve sosyo-kültürel yapı ile ilişkilidir. Rol farklılaşmasının da etkisi ile siyasal katılımın sınırları erkekler için genişlerken kadınlar için ise sınırlı seviyelerdedir. Parti ve aile desteğinin olmaması, politik yapılardaki erkek niteliği, maddi destek eksikliği, seçim sisteminin kadınlara eşit temsiliyet haklarını sağlamaması hemen hemen tüm toplumlarda benzer özellikler gösterir. Kısacası kadının karar alma mekanizmalarında temsil edilmeme gerçeği yeni bir gelişme değildir. Kadınların siyasetteki temsiliyeti maalesef parti başkanlarının seçim öncesi kampanyalarda verdikleri vaatler ile sınırlıdır. En basitinden bir örnek verecek olursak yerel düzeyde politik bir pozisyona sahip kadın yöneticinin istifa etmesi ve yerine erkek yöneticinin atanması durumu erkek egemen mentalitenin ilk başvuracağı yöntemdir. Bunun önlenmesi ise neredeyse gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayalden ibaret…

Yasal Düzenlemeler ne diyor?

Kosova Cumhuriyeti Anayasası, cinsiyet eşitliği ilkesini hem özel yasal hükümler ile hem de bu ilkenin oluşturulması ile anayasa ruhunun dayanağı olan temel sütunlardan biri olarak benimsemiştir. 1. Kosovalı kadınların hem merkezi hem de yerel düzeyde yasama organlarına katilimi, kadınların yüzde 30unun Meclis koltuklarına katımını garanti eden Genel seçim yasası ile özel olarak düzenlemiştir. 2. Kanun, temsiliyette en azından asgari sayıda kadını teşvik ediyor ancak endişe verici olan, özellikle uzun suredir erkekler tarafından kötü yönetilen bir ülkede, kadınların sağlayabileceği gerçek rol ve etkidir. Toplumda kadına atfedilen davranış biçimleri ve kadına has kabul edilen kalıplar onların kamusal alandaki temsiliyetini de etkiliyor. 

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarının teşviki ile ilgili uluslararası ilkeler ve mevzuat;

No. 05 / L-020 sayılı Toplumsal cinsiyet eşitliği Kanunu,
No. 05 / L-021 sayılı Ayrımcılıktan korunma Kanunu

ve kanun no. 03 / L-182 sayılı Aile içi şiddetten korunma kanunu *Cinsel taciz ve aile içi şiddet, 2020 tarihli revize edilmiş Ceza Kanunu’na dahil edilmiştir.

Kosova Cumhuriyeti kamu hizmeti 2021 yılı verilerine baktığımız zaman cinsiyet eşitsizliği tablosunun net tanımını resmi verilerde de görebiliyoruz. Kamu sektörü toplam 4.988 kadın ve 8.657 erkek tarafından yönetilmektedir. Yüzde olarak bu, Kosova kamu Hizmetinin yüzde 63’ünün erkeklerden ve yüzde 37’sinin kadınlardan oluştuğunu göstermektedir.

Kosova Cumhuriyeti Kamu Hizmeti Cinsiyet Yapısı

Diğer taraftan, çoğunluk olmayan toplulukların Kosova Cumhuriyeti Kamu Hizmetinde temsil edilmesi anayasal ve yasal bir zorunluluk iken (en az %10) 2021 verileri; Kosova Cumhuriyeti kamu çalışanlarının yüzde 90’ının Arnavutlardan oluştuğunu, yüzde 8’inin çoğunluk olmayan topluluk mensuplarının teşkil ettiğini ve yüzde 2’sinin ise etnik kökenlerini beyan etmediği kaydedilmiştir. Buradan da anlaşıldığı üzere topluluk temsilcilerine tanınan ve zorunlu olan hakların yerine getirilmediğini görmekteyiz. Topluluk mensuplarının dezavantajlı konumları kamu hizmetindeki tablodan da anlaşılacağı gibi yetersiz seviyede kalmış bulunmaktadır. 

Sonuç olarak marjinal kesimin özellikle kadınların toplumsal konumlarının güçlendirilmesi, faaliyet alanlarının genişletilmesi, eşit fırsat ve imkanlardan yararlanmalarının sağlanması için en başta eğitim seviyesi yükseltilmeli, kalkınma sürecine, iş hayatına ve karar alma mekanizmalarına daha aktif katılımları için önlemler alınmalıdır. Bunun haricinde çalışan kadının aile ve iş sorumluluklarını uzlaştırmada çocuk bakım imkanları ve ücretsiz doğum izinleri gibi hakların sadece kamu kurumlarında değil özel kurumlarda da uygulanması için önlemlerin alınması; Günümüzde ve gelecekte ihtiyaç duyulan mesleklerin belirlenmesi ve bu mesleklere kadınların daha fazla yönelimi için eğitimlerin sunulması gerekmektedir. 

Son olarak, Kentte ayakta kalabilmenin yollarını; hoşgörüyle, dayanışmayla, mücadele ederek, birlikte, çevreyi koruyarak, hayal ederek, hak talep ederek bulabiliriz.

✎ Ebru Zborça Spahi

Ebru Zborça Spahi- Kamu Yönetimi Modernizasyon Gündeminin Desteklenmesi ve Uygulanması (SPIPAMA) projesi kapsamında İçişleri Bakanlığı bünyesinde uzman olarak çalışmaktadır. Açık Veri çalışmaları ile de yakınen ilgilenmektedir. Kendisi 2015-2020 yılları arasında Kamu Yönetimi Bakanı Danışmanlığı görevini yürütmüş ve Avrupa Birliği yanı sıra halkla ilişkiler ve Kamu Bakanlığı önderliğindeki Açık Veri Girişimi çalışmalarının tanıtılmasına katkı sunmuştur.
© PRIZMA MEDIUM

“Bu yazı, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SDC), İsveç ve Lüksemburg Büyük Dükalığı Hükümeti tarafından ortaklaşa finanse edilen Kosova Sivil Toplum Vakfı (KCSF) programı ‘EJA Kosova’ tarafından desteklenmektedir.”