Kosova Parlamentosunda 120 sandalyeden birine sahip; bunların arasında da topluluklara ayrılan 20 sandalyeden birinde görev yapıyor. Türk topluluğundan milletvekili seçilen Fidan Jılta, sadece kendi topluluğunu ve sadece toplulukları değil, Kosova halkını temsil ediyor. Kendisi aynı zamanda Parlamento bünyesindeki, Ekonomi, Sanayi, Girişimcilik ve Ticaret Komisyonu ile Kamu Yönetimi, Yerel Yönetimler, Medya ve Bölgesel Kalkınma Komisyonunun da üyesi… Bu kadar çok başlık sıralanınca, hangi konu nasıl işleniyor ve temsil ediliyor konusu da gündeme geliyor elbet. Milletvekili Fidan Jılta ile parlamentodaki iş yüklerini ve toplulukların temsili gibi konuları görüştük. Aslında her konuyla ilgili olduklarını ifade eden  Fidan Jılta, “Tabi ki kendi iç meselelerimizde daha fazla mücadeleci olmalı ve haklarımızı aramalıyız” diyor. 

Kosova Parlamentosunda hem genel hem de topluluklarla ilgili olarak gündeminize gelen başlıca konular neler? İki parlamenter komisyonunda üyesiniz, topluluklar grubundasınız, bu ana temalarla birlikte sizi en fazla hangi konular meşgul ediyor? 

Komisyonlarda gündemimizde olan her konuyu ele alıyoruz. Bunun yanı sıra biz toplulukları da temsil ettiğimiz için onları ilgilendiren sorunlarla da daha fazla ilgileniyoruz. Buna halktan gelen talepler de ekleniyor. Böylece toplulukların içinde olan sorunlarla daha fazla ilgilenmiş oluyoruz. 

Bu yıl içinde en fazla ders kitaplarıyla ilgili sorunlarımız oldu. Biliyorsunuz yeni müfredata göre ders kitapları basıldı. Ama bu basılan kitaplar Arnavutçadan tercüme edilerek basıldı ve tercümelerde oldukça fazla yanlışlar ve hatalar vardı. Bütün şikayetler okulların başladığı andan itibaren arttı ve biz de bunun üzerine durduk. Bahse konu kitapların düzeltilmesi için Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar oldu. Bunların düzeltilmesi için komisyonlar kuruldu. 

Peki buna nasıl bir çözüm bulundu? 

Eğitim Bakanlığı tarafından bir ilan (konkur) açıldı.  Öğretmenler tekrar başvurularını yaptı. Bazı dersler için hiç başvuru yapılmamıştı. Bunu da bizler öğretmenleri birebir çağırarak konuya dahil ettik. Kitapların düzeltilmesi konusunda Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan komisyonlara bir branş öğretmeni bir de dil öğretmeninin olması şartı konuldu. Kitaplar bu komisyonlar tarafından yeniden düzenlenmek üzere ele alınacak. Ardından da bir daha dil öğretmenin kontrolünden geçtikten sonra kitaplar tekrar basılacak. 

Kitapların yanlış tercümelerle basılması bizleri çok üzdü ve çok uğraştırdı. Bu sorun sadece Türkçe ile ilgili değil, Boşnakça kitaplarda da benzeri sorunlar vardı. Biz topluluk milletvekilleri olarak tüm toplulukları temsil etmeye çalışıyoruz. Birçok konuda ortak sorunlarımız mevcut. Bu dönem eğitim komisyonunda olmamama rağmen, eğitim sektöründen geldiğim için bu konularla özellikle biraz daha fazla ilgilendim. 

Komisyonlardaki gündemleriniz neler? 

Ekonomi komisyonunda tüm Kosova’yı ilgilendiren daha genel konularımız var. Sadece Türk toplumunu ilgilendiren sorunlar değil. Bu dönem enerji krizi çok yoğunlaştığımız bir konu oldu. Keza medyanın da içinde olduğu komisyonla ilgili çalışmalarımız vardı. Bu toplulukları da ilgilendiren meselelerle doğrudan ilgili bir alan. Çünkü toplulukların medyada temsili önemli bir konu. RTK’dan başlayarak diğer medyalarda da toplulukların temsili üzerine durduk. Medyada daha iyi bir temsil sağlamayı hedefliyoruz. 

Milletvekili olarak gündemimize her türlü konu ve sorun aktarılmış oluyor. Başbakanlık bünyesindeki topluluklar ofisinin işleyişi ile ilgili de bir takım sorunlar gündeme gelmişti. Orada topluluklara ayrılmış bir bütçe var. Bundan da topluluk dernekleri ve medyaları yararlanabiliyor. Ama bu yıl içinde hiçbir topluluk yeteri kadar yararlanamadı veya çok cüzi miktarda yararlandı diyebilirim. Oysa topluluk mensubu gençler  artık proje başvurularını gayet iyi ve profesyonel bir biçimde yapıyorlar. Ama maalesef destekte eksiklikler vardı. 

Medya alanına baktığımız zaman topluluklar medyası için neler söyleyebilirsiniz? Topluluğun ihtyiacını karşılayabilecek bir yapı var mı? Türk topluluğu özelinde bir medya eksikliğinin olduğu sıkça dillendiriliyor ama genel olarak da durum nedir?  

Topluluk medyalarına baktığımız zaman çok iyi bir durumda olduğumuzu söyleyemeyiz. Temsil açısından medyaya çok ihtiyacımız var ama örgütlü değiliz. Boşnak topluluğu da Türk topluluğuna benzeri bir durumdadır. Bu değerlendirmeyi eğitimli kadroya kıyasen yapıyorum. Sanırım bu alanda eğitimli genç kadrolarımız var ama örgütlü bir medyamız ve temsilimiz yok. Çünkü gençlerimiz yetişti ama bu potansiyel bir faaliyete yansımıyor.  Var olan medyalarda da topluluklar olarak yeterince temsil edilemiyor. 

Temsil konusundaki sorunlar kamu kurumlarında da sürüyor. Yasal düzenleme olarak toplulukların temsili için %10’luk bir oran belirlenmiş ama bunun hem hangi topluluğa ne kadar olacağı belirtilmemiş hem de uygulama doğru bir şekilde olmuyor. Örnek vermek gerekirse son dönemlerde Rom, Aşkali ve Mısırlı toplulukları bu orandan daha fazla yararlandı diyebilirim. 

Aynı sorunlar nitelikle ilgili konularda da var mıdır? Örneğin Rom topluluğu da bu konuya eleştirel yaklaşabiliyor. Alt kadrolarda veya hizmetli sektöründe sadece temizlikçi olarak istihdam edilmiş durumlar söz konusu olabiliyor. Bu da doğru bir uygulama değil. Sizin de bu yönde bir gözleminiz var mıdır? 

Var tabi! Son bir ayda en fazla uğraştığımız konu bu kamu personeli yasasıyla ilgili idi. Çünkü topluluklara tanınan en az %10’luk temsilin her kademede olması gerekiyor. Bu son yasada her kademe veya her düzeyde ibaresini çıkartmışlardı. O konuda epey sorun yaşadık. Bu şartı yerine getirinceye kadar birkaç haftamız gitti. Bir kelime bile oynanırsa tüm anlam değişebiliyor ve temsil konusunda bu %10 kriteri bile karşılanmazken, sonrası çok daha zor olabilirdi. 

Toplulukların genel anlamda Kosova toplumunun tüm meselelerine dahil olma durumunu nasıl görüyorsunuz?  Çünkü genelde her topluluk kendi meseleleriyle meşgul gibi gözüküyor ve ulusal meselelerde daha çekingen davranıyor. Bunun Mecliste size de bir yansıması oluyor mu? Durum nedir? 

Bazı konular tüm toplulukların ortak meselesi. Ama her topluluğu ilgilendiren bireysel konular da var. Birkaç siyasi partinin temsil edildiği topluluklar grubu içindeyiz ama bu büyük çemberin içinde de küçük çember var. Herkesin kendi sorunları da var.  Örneğin Mısırlıların kendi milli bayramını kutlama meselesi var. Ama yasada bu değişikliğin yapılması için tüm toplulukların oyuna ihtiyaç var ve Sırplar bu oturumlarda yer almadı. Dolayısıyla Mecliste uzun süreden beri bu yasayı geçiremedik. Gerektiğinde tüm topluluklar yek vücut olabiliyor. Ama toplulukların kendi çıkarları söz konusu olduğunda herkes kendi mücadelesini veriyor. 

Çoğunluk toplumuyla ilişkiler açısından neler söylersiniz? 

Şu andaki iktidara baktığımız zaman, zaten Mecliste de çoğunluğa sahip. Dolayısıyla bize fazla ihtiyaçları yok.  Bu durumda onların karşısında bazı haklarımızı yaptırabilecek durumda değiliz.  Çünkü topluluklar arasında da yalnızca kendi haklarına sahip çıkma durumu da bazen bizi zor duruma sokabiliyor. Örneğin Türklerle Boşnaklar arasında Prizren Belediye Başkan Yardımcısının seçilme olayında olduğu gibi… birbirimizi destekleyebilecek durumda da değiliz. 

Peki topluluk mensuplarının çoğunlukla ilgili konulara ve ulusal meselelere daha katılımcı olmasını arzu eder misiniz? 

Ulusal meselelerde ve toplumun genelini ilgilendiren konularda biz de orda olmak zorundayız zaten. Çünkü bizim insanımız da burada yaşıyor. Ama tabi ki kendi iç meselelerimizde daha fazla mücadeleci olmalı ve haklarımızı aramalıyız. Genel konularla ilgili olarak örneğin maaşlar yasasıyla epey uğraştık. Bu tabi ki benim topluluğumu da ilgilendiriyor. Grev konusunda da keza benzeri bir durum vardı. Orada bizim çocuklarımız da zarar görüyor ve öğretmenlerimiz de inciniyor. Dolayısıyla bu durumlara sebep olan karar alma süreçlerinde de yer almalıyız. 

Genel olarak topluluk mensupları çoğunluğun görüşüyle birlikte hareket eder, ona uyar. Aşırı bir uç konular yoksa bu bütünlüğün içinde yer alır. Bu konularda sanırım seslerini de yeterince dile getirebiliyorlar. 

Önemli bir husus daha var. Bazı sektörlerde temsilimiz az ve bilhassa emekliye ayrılan toplulukların yerine yenileri gelmiyor. Bu konularda mücadelemizi sürdürüyoruz. Genel anlamda da yeterince temsilimiz yok.  

Röportaj: Esin Muzbeg

© PRIZMA MEDIUM

“Bu röportaj, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SDC), İsveç ve Lüksemburg Büyük Dükalığı Hükümeti tarafından ortaklaşa finanse edilen Kosova Sivil Toplum Vakfı (KCSF) programı ‘EJA Kosova’ tarafından desteklenmektedir.”