Fotoğraf: Suer Celina

Radyo, Televizyon ve Sinema eğitiminden sonra, Canan Cibo İstanbul’da dizi ve film setlerinde makyaj sanatçısı olarak deneyim kaznarak Prizren’e döndü ve kendi makyaj stüdyosunu kurdu. Canan, bir gün evinin bahçesine gelen yardıma muhtaç bir kediyi sahiplenerek sokak hayvanlarıyla ilgilenmeye onlara yardım etmeye başladı. 

Prizren’in Kurila semtindeki stüdyosunun önünde uyuza yakalanmış bir köpek bulan Canan, ona yardım etmek için ilk olarak koşup marketten mama satın aldığını ve daha bu sırada etraftaki insanlardan tepkiyle karşılaştığını söylüyor. Bu tepkilere hırslanıp, stüdyosunun önünde bulduğu köpeği göstere göstere beslemeye başladığının altını çizen Canan, “ Onlara bu durumdaki bir canlıya böyle davranılmaması gerektiğini öğretmem gerekiyordu ben de göstere göstere beslemeye başladım. Ve bu şekilde Mişa’nın iyileşme süreci başladı. O zamanlar daha eve alamıyordum ama iyileşme süreciyle birlikte mahallede Mişa’ya karşı bir sempati duyulmaya başlanmış oldu. Bu sempatiyi mahalleliye aşıladım ve böylece süreç daha rahat ilerledi” dedi. 

İyileşme Süreci Nasıldı?

Veteriner konusunda bir sıkıntı olduğu için ulaşabileceğim fazla kişi yoktu. diğer yandan da Mişa’nın uyuzlu olmasından dolayı kimsenin de arabasına alamıyorduk. Hem insana hem de varsa o kişinin evcil hayvanına bulaşabilme riski var. Tasma da bağlayamıyorum. Tasmadan inanılmaz korkuyordu sonuçta sokak hayvanı böyle bir şeye alışık değildi veya bir travması vardı. Bu durumda benim veterinere gitme durumum kalmadı. Fakat yeni mezun bir veteriner vardı o da sokak hayvanlarıyla ilgileniyordu.  Kendisi geldi, gerekli müdahelelerde bulundu. Ama bu bir şans. Mesela Amir olmasaydı çok daha zorlu bir süreç yaşardık.

İyileşme süreci yaklaşık bir yıl sürdü ama Mişa artık neredeyse tamamen iyileşti diyebilirim.
Fakat bu bir yıl içerisinde maalesef kısırlaştırılmadığı için biz cilt hastalığına odaklanmışken araya Misha’nın hamile kalması ve doğum yapması girdi. Bunula birlikte durumu kötüleşti. Yaraları açılmaya başladı metabolizması zayıfladı ve tekrardan veteriner müdahelesi gerekti. Yavruları. çok sağlıklıydı sonra da  onlara yuva aramaya başladık ve bulduk hatta birini Priştine’ye götürdük oradaki sahibine teslim ettik. Sonrasında da kısırlaştırma operasyonunu gerçekleştirdik. Operasyondan sonra gözetim altında kalması gerekiyordu. Bizde sanırım en zor süreçlerden eve almak istediğimiz bir hayvan olduğunda aileyi ikna süreci oluyor. Ameliyattan sonra sokakta bırakamayız, sadece birkaç gün bizde kalsın diyerek ailemi ikna ettim ve Mişa’yı eve aldık. Bunun ardından da yavaş yavaş sahiplenmiş olduk. Şimdi evin garajında yaşamaya başladı. 

Çocuk yapmak hobi olmadığı gibi
hayvanseverlik de bir hobi değil.

Canan Cibo

Nasıl Tepkilerle Karşılaştın?

Bazen vatandaşlardan tepki görüyoruz. Neden böyle birşey yapıyorsun? Git çocuk yap! Gibi tepkiler. Bir kadın olarak ‘git çocuk yap’ gibi bir saldırıya uğradığımda annemin iki çocuğu olduğunu ve hala evimizde hayvan beslediğimizi söylüyorum. Hayvan severliği hobi sananlar var. Çocuk yapmak hobi olmadığı gibi hayvanseverlik de bir hobi değildir. Kimi gelip ‘bu köpeğe ne kadar para harcadın’ diye soruyor. Sokakta kendi cins köpeğiyle gezen bazı insanlar, ‘neden 300-500 euroya cins bir köpek almıyorsun’ gibi sorular soruyor. Kimileri de direk aşağılıyor ‘bu sokak köpeği mi, benimki labrador veya husky veya her neyse’ Sanki bir araba modeli hakkında konuşuyoruz! Yani sokağa her çıktığımda streslenerek dönüyorum.

Eğer geçmişten kalma bir travma varsa gerçekten insanların korkmalarını anlayabiliyorum veya dediğim gibi öğretilmiş bir korkuysa. Ama isteyen bu korkusunun üzerine gider ve bu durumu atlatır isteyen böyle devam eder bu bir tercih. Ama korkmadığı halde sırf sevmediği için tuvaletini yaptı diye ‘zehirleyeceğim’ gibi  tehditler savurulması anlaşılabilir bir durum değil. Su atanlar, taş fırlatanlar, sopayla kovalayanlar ve maalesef zarar vermeyi başaranlar oldu eve alamadığım dönemde. Sırf çirkin diye saldıranlar oluyordu ve ben stüdyomda çalışırken Mişa’nın bir insan evladı gibi inlemesini duydum.

Bir hayvanseversin ve zamnının bir bölümünü sokak hayvanlarına yardım etmeye ayırıyorsun. Sence daha iyi bir hayatı nasıl sağlarız?

Yeni jenerasyon daha bilinçli. Çocuklarına hayvan korkusu aşılamamayı tercih ediyorlar. Ama daha eski jenerasyonun tutumu daha farklı sokak hayvanlarının saldırgan olduğunu savunuyorlar. Bence belediyenin bu işe el atması lazım. Prizren’de hala bir hayvan barınağı yok. Şunu söyleyebilirim; böyle bir iş için gönüllü çalışacak veterinerler, projeyi çizecek mimarlar ve hatta marangozlar var. Yeter ki belediye tarafından bir adım atılsın. Ufak bir bağışla güzel bir iş çıkabilir. Belediye’nin barınak sağlaması gerekir ki sokak hayvanları kontrolsüz çoğalmasın. Çünkü çoğaldıkça yemek bulmakta zorlanıyorlar, yemek bulamayınca da agresifleşiyorlar. Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, besin sağlanması ve onlara bir barınak hazırlanması gerekiyor. Bu şekilde biz de hayvanseverler olarak daha fazla ilgilenebiliriz. Başka türlü bu durumun benim veye bir diğer hayvanseverle çözülmesi mümkün değil.  Mesela pandemideki kapanma döneminde sokak hayvanları yemek bulmakta zorlanıyordu. Buna bağlı olarak daha agresiftiler. Biz birkaç hayvansever olarak çıkıp şehrin farklı bölgelerinde mama bıraktık. Ama belediyenin böyle bir adım attığını görmedik.

Röportaj: Suer Celina

© PRIZMA MEDIUM