Tirana’da moda tasarımı okuduğu dönemde, kendisine göre opsiyon eksikliğinden dışarıdan yemek söylemektense kendi evinde, öğrenci hayatı koşullarında dolapta bulduklarıyla bir şeyler denemeye başlayan süreçte Diona Nojani bugün Prizren’deki tek vejeteryan restoranının sahibi oldu.

Çocuk yaşta neredeyse her evde bulunan yemek tarifi defterlerinden etkilendiğini belirten Diona, evinde ne zaman yemek hazırlansa annesinin yanına koşup işe dahil olmaya çalıştığını anlattı. Zamanla mutfakta geleneksel yemeklere yeni bir şeyler katarak deneysel sunumlar hazırlamaya başlayan Diona, “ben vejeteryanım, dışarıda yemek yiyebilmek için seçeneklerim yoktu, ben de kendime hazırlamaya başladım. Fakat kendime yemek hazırlarken bu işi özenerek yapıyordum. Zamanla bu işe daha da tutuldum. Artık pazara gidip oradaki taze sebzelerin kokusunu sevmeye başladım. Çocukken hayranı olduğum o tarif defterlerine yeni yorumlar katmaya başladım. Ara sıra da arkadaş çevremi davet edip yemek pişirmeye ve onların tepkilerini ölçmeye başladım” ifadelerini kullandı.

“Moda tasarımını seviyordum, fakat yemek yapmaya aşık oldum.

Prizren’e döndüğünde tasarım üzerine çalıştığını anlatan Diona, mutfaktan uzak kalmanın bir süre sonra kendisini rahatsız ettiğini ve ulaşabildiği her yerde mutfak işlerine katılmaya başladığını dile getirdi. Her mutfakta o mutfağa göre yemek pişirmeyi kendisine bir hobi edinen Diona, “ana annemin mutfağında börek, başka bir mutfakta oraya uygun başka bir yemek pişirmeye başladım” dedi.

Mutfak işlerini ne zaman profesyonelliğe döktün?
Başlangıçta ‘C’Office‘e sandviç gibi atıştırmalar veya tatlı çeşitleri satmaya başladım.
İnsanlar tarafından tanınmaya orada başladım. Fakat bu sürede hala arkadaş ortamlarında yemekleri ben hazırlıyordum. Bir gün Lumbardhi Vakfı Başkan’ı Ares Shporta’dan teklif aldım. Lumbardhi’de bir mutfak köşesi açmayı planladıklarını söyledi. Bu işi daha önce profesyonelce yapmamıştım bu konuda çekincem vardı. Fakat Ares, deneysel bir mutfak açmayı planladıklarını söylediğinde işi kabul ettim ve bu şekilde Lumbardhi macerası başladı. Orada yeni tadları denemeyi seven, yeni tadlara kapalı olan ve zaten vejeteryan mutfağı seven insanlarla tanıştım.

Lumbardhi’de sezonluk çalışıyordum. O sezonun dışında benim yemeklerimi seven kişiler yemeklerimi üç aylık yaz sezonu dışında, nerede yiyebileceklerini sormaya başladı ve bu sayı gittikçe artıyordu. Fakat kendi restoranımı açarken pandemi gibi çok kötü bir dönemdi. Yazar Roland Spahiu kendi restoranımı açmamın zamanı geldiği konusunda diretiyordu. O dönem hala kendimi hazır hissetmiyordum. Fakat bir süre sonra İstanbul’da The Badaou’da çalışmaya başladım ve aslında bir restoranın nasıl çalıştığını orada öğrendim. Noja’yı açmamda bir diğer etkili faktör ise ‘Destill’in sahibi Robert Delhysa’ydı. Ben tamam demeden onlar kiralık mekan aramaya başlamışlardı. Böylece serüven başladı.

Restoran’ı Noja’nın şehire yeni bir tercih kattığını ifade eden Diona, “ürünlerimizi olabildiğince makul fiyatlara satmayı tercih ediyoruz. Fakat şehirdeki fiyatlar oldukça pahalı ve fiyat dengesini sağlamakta oldukça zorluyor” dedi.

Yabancı ziyaretçilerin de genellikle Balkanlar’daki et ağırlıklı beslenmeden yakındığına değinen Diona, Noja’nın Prizren’e gelen turistler için de farklı bir seçenek
olduğunu belirtti. Gelen tepkilerle birlikte motivasyonunun arttığını dile getiren Nojani, “sanırım aldığım en iyi yorum, yemeğimin bambaşka yerlerden gelen birilerinin ana annesinin yemeğine benzetmesi. Çünkü herkesin en beğendiği yemeği annesi veya ninesi yapar” dedi.