Fotoğraf: Hazir Dula

Kadınları etkileyen konular üzerine kurumsal bir ihmalin olduğu dikkate alındığında, aslında tüm bunlar Kosova’nın her yerinde kadınlara ve kız çocuklarına eşlik eden sorunlardır. Prizma Medium tarafından Adelina Hasani modertatörlüğünde Prizren Belediyesi’nden bazı kadın aktivistlerle yapılan bir toplantıda, kamusal alanlarda farklı marjinalize edilmiş gruplardan kadınların sorunları, zorlukları ve kurumsal çözümün ne olduğu tartışıldı. 

Kamusal alanlarda güvenlik

Kosova’da artan taciz ve cinsel şiddet vakaları nedeniyle, kadınların kamusal alanlarda güvenliği bir süredir tartışılıyor. Prizrenli kadınlar için bu şehrin sokakları ve ara sokakları özellikle geceleri çok güvensiz. Kamusal alanlarda güvenliği artırabilecek gerekliliklerden biri de güvenlik kameralarının yerleştirilmesidir, ancak bunların takılması aynı zamanda kişilerin mahremiyetinin ihlali olarak görülebilmektedir. Bu konuyla görüşlerini dile getiren Resmije Rahmani, “Yolların çoğunda ışıklandırma yok ama mesele sadece aydınlatma değil, buna ek olarak güvenlik kameralarına da ihtiyaç var. Güvenlik kameralarının mahremiyeti ihlal ettiğini düşünmüyorum çünkü onlar sokaklara ve herkese açık alanlara yerleştirildi, insanların özel alanlarına değil.” 

Alisa Hasani de bu görüşe katılıyor: “Kabul ediyorum çünkü kamusal alanda bulunduğunuz an artık özel alanda değilsiniz, bu nedenle bu bir mahremiyet ihlali sayılmaz. İkincisi, güvenlik kameraları kişisel aktivitelerinizi sürekli izlemez, başka bir şeyin olmasını engellemek içindir.” Gynesh Veshall da aynı görüşü paylaşarak şöyle söyledi: “Kamusal alanlarda olduğumuz sürece kamera koymak önemlidir çünkü kimse onları özel alanlara koymuyor. Bu, meydana gelen tüm bu ihlalleri önlemek için bizim yararımıza.”

Ancak kamu güvenliğini garanti eden tek şey kamera mekanizmasının kurulumu değildir. Resmije Rahmani, özellikle sivil polis devriyelerinin de daha sık olması gerektiğini düşünüyor, “20:00’den 24:00’e kadar daha fazla sivil polis devriyesi olması iyi bence.” Alisa Hasani ise, “Sadece sivil polisler değil, üniformalı polislerin devriyeleri de memnuniyetle karşılanıyor çünkü sokakta bir kurumun olması bile olumsuz bir eylemi durdurarak etkiliyor” diyor. 

Öte yandan Dafina Alishani, güvenlik kameralarının yanı sıra kamu aydınlatmasının da çok önemli olduğunu ve mekanların herkes için, kapsayıcı olması ve her yaş grubu, yaşlı, kadın, çocuk vb. tarafından ziyaret edilebilmesi gerektiğini düşünüyor. Ve Resmije Rahmani için kamera ve aydınlatmaya ek olarak koruyucu spreyin de yasallaştırılması önemlidir. 

Gynesh Veshall, aydınlatma, kameralar, polisler gibi pratik önlemlerin ötesinde farkındalığın önemine dikkat çekti. “Bence insanlar bilinçlenmedikçe, mahkeme işini yapmadıkça, hak edilen cezalar verilmedikçe, doğru dürüst kampanyalar yürütülmedikçe, kameralar ve aydınlatmalar gibi diğer tedbirler de hiçbir işe yaramayacaktır” diye konuştu.  Prizren’de güvenlik açısından en tehlikeli ve acil müdahale edilmesi gereken alanlar sorulduğunda, kadınların çoğu, tabi ki diğer birçok alanla birlikte öncelikle Marashi Spor Merkezi’ndeki bölgeden bahsetti. Onlara göre Prizren’in her ikinci sokağında daha fazla güvenliğe ihtiyaç var. 

Kadınların kamusal alanlarda temsili

Prizrenli kadınların kamusal alanlarda güvenlik eksikliğinin yanı sıra memnuniyetsizliklerini dile getirdikleri bir diğer konu da kentte gerek siyasi gerekse sembolik anlamda temsil edilmeleridir. Bu toplantıda, kentteki kamusal alanlarda kendilerinin ne kadar temsil edildiğini düşündüklerinden tutup da sokak adlarındaki sembolik temsile kadar olan konular ele alındı.  Kadınların talepleri ve onların karar alma süreçlerine ne kadar dahil edildiğine dair düşünceleri üzerine duruldu.  

Gynesh Veshall konuyla ilgili olarak “Prizren’de kendini tanıtan ve temsil eden kadın aktivistler ve politikacılar olmasaydı, burada unutulurduk” diye konuştu. Gynesh Veshall ile aynı görüşü paylaşan Resmije Rahmani, tarih boyunca kadınların katkısını sembolize eden anıtların bulunmadığını vurguluyor. Diğer şeylerin yanı sıra, “Sembolik olarak bile kendimizi temsil edilmiş hissetmiyoruz, kadınlar için bir anıt ya da heykel yok. Ve fark ettiğim kadarıyla, kadınların adını taşıyan çok az sokak var.” 

Prizren Belediye Meclisi’nde meclis üyesi olan Dafina Alishani, aslında sokak adlarının yaklaşık %90’ının erkek adına verildiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Kadınların kentteki temsiline gelince, annelerin bebek arabasıyla sokaklarda yürüyememesi, kente yapılan sermaye yatırımlarının toplumsal cinsiyet boyutunu içermediğini gösteriyor. Kadınların temsili, yalnızca belediyenin sahip olduğu bazı yasal yükümlülükler nedeniyle, kamuya açık oturumlar mesela, sadece formalite olarak yerine getiriliyor. Meclis üyesi olarak sık sık açık oturumlara katıldım ve belediyenin kadınların bütçeye dahil edilmesi yönündeki taleplerine bir kez bile rastlamadım.” 

Ajo përmendin edhe çështjen e buxhetimit të përgjegjshëm gjinor të cilin tha se komunat nuk e respektojnë gjatë përpilimit të buxhetit vjetor.

Alishani ayrıca, belediyelerin yıllık bütçelerinin yapılması sırasında, genel olarak cinsiyet konularına ilişkin bütçelemeye saygı duymadığına değinerek bu konuyu da gündeme getirdi.  Alishani, “Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin yıllık bütçeye dahil edilmesini talep ettim ama çoğunluk bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyor ve sadece kadınlar için ek bir bütçeye ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Yasa, belediye düzeyindeki her komitede kadın ve erkeklerin eşit temsil edilmesi gerektiğini belirtir, ancak bu, örneğin siyaset ve finans komitesinde ve topluluklar komitesinde olmuyor. Ve bence MAPL, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleri yoksa belediyelerin yıllık bütçesi olan projeyi onaylamamalı. MLGA’nın verdiği performans hibesi kapsamında belediyelere şart koşabileceğini düşünüyorum. Kazanmanın koşulu olarak, hem müdürlükte hem de komitelerin oluşumunda kadın ve erkeklerin yüzde 50/50 oranında yer alması gerekiyor.” 

Kadınların ekonomik ve sosyal durumunu hedef alan politikalar

Son zamanlarda, belediyenin özellikle el işi yapan kadınlar için ortak alanlar, yani ortak bir pazar sağlaması gerektiği tartışıldı. Bu konuyu tartışırken, tartışmaya davet edilen kadınların çoğu, bu tür alanların yaratılması gerektiğini, ancak her kadın kategorisi için ayrı olması gerektiğini ifade etti. Resmije Rahmani, “Kadın ürünlerinin satılabileceği ortak alanların oluşumu tümden bir  çözüm olmayacağını düşünüyorum. OPDMK kuruluşu olarak bizim için olduğu gibi, tüm kategoriler için ayrı alanların olasılığı görülmelidir – engelli insanlar diğer kadınlardan farklı özelliklere sahiptir.” Aynı görüşü paylaşan Gynesh Veshall, diğer şeylerin yanı sıra, “Ben de her marjinal grubun pazar için kendi alanına sahip olması gerektiğini düşünüyorum, çünkü geçmişte ortak alan tanımı sonuç vermedi – bizi faaliyet yapma isteğimizden soğutan ve şimdi özelleştirmenin eşiğine gelen Gençlik Merkezi örneğinde olduğu gibi…” dedi.  

© Prizma Medium

“Bu yazı, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SDC), İsveç ve Lüksemburg Büyük Dükalığı Hükümeti tarafından ortaklaşa finanse edilen Kosova Sivil Toplum Vakfı (KCSF) programı ‘EJA Kosova’ tarafından desteklenmektedir.”