Priştine Sinemaları

Daha önce yayınladığımız bir yazıda Prizren’e sinemanın ilk defa bir göç hikayesiyle geldiğini görmüştük. Niş’ten Prizren’e göç eden Hacı Jovan kasabadaki ilk sinemayı açmıştı. Priştine’ye de sinemayı ilk defa kasabaya göç eden Branko adlı bir tüccar getirmiştir. Tarihini kesin olarak bilmesek de 1920’li yıllar olduğu tahmin ediliyor. İlk sinemanın adı ise “Kino Ton Edison” dur. Tanıklıklara dayanan bilgilere göre 1920’lerde sinemalarda sessiz filmler gösterilirken 1928’de Priştine’ye ilk defa elektrik üreten bir türbünün kurulması ile sinema salonlarında sesli filmler de gösterilmeye başlanmıştır.

Yeni bir eğlence mecrası olarak sinema bütün dünyada olduğu gibi kısa sürede ilgi çekmiş ve yayılmaya başlamıştır. Milka Protic, şimdiki Kültür Bakanlığı’nın arka tarafında bulunan bir marangoz atölyesini sinemaya dönüştürmüş ve 1930’lu yılların ortalarında Milka adlı sinemayı hizmete açmıştır. Milka sinemasını 1941’de Kosova kökenli ilk oyuncu Abdurahman Shala’nın ailesi kiralamış ve işletmiştir.

Skanderbeg adlı sinema salonu ise o dönemin Nacional (Union) hotelinde Manush Kosova tarafından açılmıştır. İtalyan işgali altındaki kasabada İtalyan filmleri 1944’e kadar gösterilmiş, savaştan sonra Manush Kosova partizanlar tarafından öldürülmüştür. İkinci Dünya savaşından sonra ise birkaç küçük sinema salonu açılmış ve çeşitli okulların salonlarında film gösterimleri gerçekleştirilmiştir.

Yugoslav ideolojisinin kitlesel bilinçlendirme amacı ve her 10 bin kişiye 1 sinema salonu stratejisi doğrultusunda 1950’li yıllarda büyük sinema salonları inşa edilmeye başlanmıştır. Priştine’de ilk olarak 6 Şubat 1952 yılında Kino Rinia, ardından Vllaznimi sineması inşa edilmiştir. Üçüncü büyük sinema salonu ise Yugoslavya Halk Ordu Evi’nin (Shtëpia e Armatës Popullore të Jugosllavisë – Dom Jugoslovenske Narodne Armije) 1960 yılının sonbaharında inşa ettiği Dom JNA sineması idi. Bu sinema salonunda daha çok halk kurtuluş savaşını konu edinen filmler, eğitici belgeseller gösterilmiştir. Tabi 1960’ların sonuna doğru ve 1970’li yıllarda popüler western ve dövüş filmleri de repertuarda yer almıştır. 

Dom JNA – Kino Armata

1974 Kosova Anayasasını takip eden yıllardaki siyasi dinamikler, Tito’nun vefatı ve sonrasında gelişen milliyetçi atmosferin Kosova kültür sanat hayatına etkisi kısa sürede kendini göstermiştir. Arnavut aydınlar kamusal alandan uzaklaşırken, sinemaların repertuarına milliyetçi dozu yüksek yeni filmler gelmeye başlamıştır. 1980’li yıllarda Yugoslavya’ya bilinmeyen bir virüsü Hac ibadetini yapmaya giden bir Arnavut tarafından getirilmesini işleyen Variola Vera1 (1982 – Goran Marković), Sırbistan’daki bir kilisenin fresklerini silen sosyalist yönetimin eleştirisi ve Ortodoks Hristiyanlığa bir güzelleme niteliğindeki Vreme Cuda (1989 – Goran Paskaljević) ve nihayetinde milliyetçi duyguları kabartması için sipariş edilen ve ilk gösterimi (geniş halk kitleleri izlesin diye) başta Sırbistan Radyo Televizyonu RTS olmak üzere diğer televizyonlarda yapılan Boj na Kosovu (1989 – Zdravko Šotra) filmleri Yugoslavya film kültürünü olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır.2 Bu siyasi atmosferde toplum kutuplaşmış ve paralel etkinlik alanları, yaşam tarzları gelişmeye başlamıştır. 1990’lardaki karanlık dönemin işaretlerini taşıyan 1980’li yılların olumsuz atmosferinde Dom JNA sineması 1988 yılında kapılarını halka kapatmıştır.  1990’lı yıllarda silahlı askerler tarafından sıkıca korunan sinema binası Priştinelilerin cazibe merkezi olmaktan çıkmış, şehirle ilişkisini yitirmeye başlamıştır. 

Uluslararası Kurumların Duyarsızlığı

Savaş bittikten sonra Birleşmiş Milletler Yönetimi ile EULEX Avrupa Birliği Hukukun Üstünlüğü Misyonu sinema salonu ile birlikte 3 katta bulunan ofislere yerleşmiş ve bu sinemanın Priştine halkına kazandırılmasına dolaylı da olsa engel oluşturmuştur. Yine aynı şekilde Kosova Film için 1987 yılında inşa edilen ve siyasi gerginliklerden dolayı pek de kullanılamayan özgün binaya da 1999’dan bu yana KFOR tarafından el konulmuş durumda. 

2015 yılında Priştineli bir grup kültür sanat sevdalısı Dom JNA binasının tekrar kültür sanat faaliyetleri için kullanılmasını içeren taleplerini ve eylem planını AB yetkilileri ile paylaşmıştır. Birleşmiş Milletler ve EULEX Misyonunun  2017 yılında binadan çıkma kararı aldıklarında binanın Kosova kurumlarına devri konusu konuşulmaya başlanmıştır.  

Kino Armata Sanatseverlerin Hizmetinde

Yasal engeller aşıldıktan sonra Dom JNA, Kino Armata adı ile tekrar Priştineli sanatseverlerin hizmetine açıldı. İçişleri ve Kamu Yönetimi Bakanlığı’na bağlı, Priştine Belediyesine tahsis edilen bir bina olarak Kino Armata günümüzde bağımsız bir ekip tarafından yönetiliyor. Devlet ve belediye kurumlarının teknik destek sağladığı, programı ise tamamen bağımsız oluşturulan bir yöntem ile Kino Armata 2018’deki açılışından günümüze kadar çok önemli bir alternatif kültür, sanat, temas noktası haline geldi. Bu da alternatif bir mekan olarak Kino Armata’nın etkinliklerinde geçmişle olan bağlantı ve diyaloğun kurulması imkanını sunuyor. Kino Armata direktörü Alush Gashi bu durumu “Kino Armata’nın iç mekanı sosyalist bir his taşır, sinema koltukları BM mavisidir, topluluğu ilgilendiren kamu programı ise bu ortaya çıkan mirasın yeni bir bileşenidir” sözleriyle özetliyor. 

Fotoğraf: Ferdi Limani

Kosova kültür sanat alanında Kino Armata gibi olumlu örnekler, olumsuzluklarla mücadele etme konusunda toplulukları daha ümitli olmaya sevk ediyor. Geçtiğimiz aylarda Kino Rinia’nın yönetiminin Priştine Belediyesi’ne geçmesi ve Kültürel Miras Listesi’ne dahil edilmesi kararları, bir gün KFOR’un Kosova Film binasından çıkmasına dair umutlarımızı artırıyor. 

Not: Bu derlemede ulaşılan bilgiler, internette yapılan aramalara, yayınlanan bazı rapor ve  makaleler, tarih ve başlık olmadan taranmış bazı resim ve gazete küpürlerine dayanmaktadır. Yeni kaynak ve bilgilere ulaşıldıkça, güncellenmesi mümkündür.  

1 Variola Vera filmi 1972 yılında yaşanan gerçek bir olaya dayanmaktadır. 1982’de filminin çekilmesi ise dönemin siyasi atmosferi bakımından bir talihsizliktir.
2 Aynı dönemde ayrıştırıcı değil, birleştirici bir dil kullanmaya özen gösteren filmlerde çekilmiştir. Bunlardan en önemlileri olarak Zelimir Zilnik’in Brooklyn Gusinje (1988) ve Srdjan Karanovic’in çektiği Za Sada Bez Dobrog Naslova (Filmin Adı Yok – 1988) adlı filmleri gösterilebilir.

✎ Bengi Muzbeg

© PRIZMA MEDIUM

Bu yazı EFB’nın (European Fund for the Balkan) mali desteğiyle hazırlanmıştır. Bu yayında ifade edilen görüşler Prizren Medya Derneği’ne aittir ve hiçbir şekilde EFB’nın (European Fund for the Balkan) görüşü olarak kabul edilmez.