✎ Şeyma Celina Suroy

Omikron ile ilgili ilk korkuların çoğu doğrulandı. Virüs, Güney Afrika’da olduğu gibi birçok ülkede hızlıca yayılmaya devam ediyor. Açıkça görülüyor ki Omikron, Delta’ya göre daha fazla yayılma avantajına sahip. Aşılanmış ve iyileşmiş kişileri de enfekte etmede, önceki varyantlardan çok daha başarılı.

ANCAK: Virüs yayıldıkça, bazı umut verici veriler de geliyor. Şimdiye kadar önceki dalgalara göre daha az hastaneye yatış gördük. Virüsün doğası gereği daha hafif *olabileceğini* öne süren bir çok ön veriler yayınlandı. Bunun yanı sıra, varyantın daha hızlı yayılmasını açıklayabilecek çok ilginç analizler de yayınlandı. Yeni bir laboratuvar çalışmasına göre enfeksiyondan 24 saat sonra Omikron’un bronşlarda Delta’dan ~70 kat daha hızlı çoğaldığı gösterildi; ancak akciğerde değil! İlginç bir şekilde, varyant akciğer dokusunda ~10 kat daha az verimli bir şekilde çoğaldı. Bir diğer çalışma da bu bulguları desteklemektedir. Psödovirüslerle yapılan bu laboratuvar çalışmasında Omikron varyantı, hücreleri Delta dahil tüm diğer varyantlardan daha fazla enfekte etme yeteneğine sahip.

Yukarıda bahsedilen ilk çalışmanın ex vivo bir çalışma olduğunu, yani insan dokusunun laboratuvarda virüsün çoğalmasına bakmak için kullanıldığını belirtmekte fayda var. Dolayısıyla, bu çalışmadan gelen veriler “kesin” değil “destekleyici” bir bulgudur ve bu çalışmalarda insan immün yanıtı olmadığından klinik verilerle doğrulanması gerekir. 

Özetle, bu sonuçlar, Deltaya kıyasla Omikron’un bulaşma ve çoğalma avantajının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca, Güney Afrika’da neden hızlı yayıldığını ve baskın varyant olan Deltayı neden çoktan geride bıraktığını da açıklıyor. 

Birleşik Krallık, Danimarka, ve Güney Afrikadan gelen veriler, Delta vakalarına kıyasla Omikron varyantı ile enfekte olan kişilerin büyük bir bölümünün hastanede tedavi gerektirme olasılığının daha düşük olduğunu ve enfeksiyon şiddetinin azaldığını gösteriyor. Bu gelen ilk veriler her ne kadar umut verici olsa da, araştırmacılar, Omikron’un yüksek derecede bulaşıcılığının sağlık hizmetlerini hala zorlayabileceği konusunda uyardı. Aslında bu enfeksyon şiddetindeki azalmanın nedeni, Omikron’un diğer varyantlarla karşılaştırıldığında, aşılanmış veya daha önce enfekte olmuş kişileri enfekte etme eğiliminden kaynaklanıyor. 

Imperial College’daki araştırmacılar tarafından Birleşik Krallık’tan gelen veriler üzerine yürütülen bir çalışmada, Omikron’un şiddetli ve ağır enfeksyona neden olma olasılığının 11% daha az olduğu gösterildi. Popülasyon düzeyinde bu, Delta’ya göre hastaneye yatış riskinde 25%’lik bir azalmaya dönüştü. Bu keskin düşüşün nedeni, Omikron varyantının daha önce enfekte veya aşılanmış kişiler arasında olması ve bu durumun ağır enfeksyona karşı önemli bir koruma sağlaması.

Bunun dışında, 22 Kasım ile 15 Aralık arasında Danimarka’dan gelen veriler; testi pozitif çıkan kişiler arasında Omikron vakalarının hastaneye yatış olasılığının diğer varyantlara kıyasla üç kat daha az olduğunu gösterdi. Ancak uzmanlar, genç gruplar arasındaki Omikron salgını yoğunluğunun, verileri çarpıtabileceği konusunda uyardı.

Tüm bu çalışmalardan ve analizlerden gelen ön veriler şunu göstermektedir; 

  • Omikron, Delta’dan önemli ölçüde daha fazla bulaşıcılığa sahip. 
  • Varyantın akciğerlerde daha az çoğalması, daha düşük şiddete bir enfeksyona neden olabilir. (Ancak insanlarda enfkesyonun şiddeti yalnızca virüsün çoğalması ile değil, aynı zamanda insandaki immün yanıtı ile de belirlenir.)

Bu iyi mi kötü mü diye soranlar için basit cevap: Henüz bilmiyoruz. Omikron akciğer hücrelerini daha az etkili bir şekilde enfekte edebilirken, daha yüksek viral yüke neden olarak bağışıklık tepkisini kötüleştirebilir. Kesin olan tek şey, Omikron’un popülasyonda çok hızlı bir şekilde yayılacağı ve en katı önlemlerle bile kontrol altına alınmasının imkansız olacağı. Öyleyse her iki aşınızı ve 3.doz güçlendiricinizi alın!

Omikron varyantı dünya genelinde 119 ülkede tespit edildi. Kaynak: BNO News/NEWSNODES, 28 Aralık.

Dünya geneline baktığımızda Omikron, birçok ülkede Covid-19 vakalarının çoğunluğunu oluşturuyor. Omikron vaka sayısındaki artış devam ederken, ülkeler acil önlemler almaya başladı. Avrupa ülkeleri Omikron’un yarattığı yeni dalga ile karşı karşıya. Fransa, salgının başından bu yana ilk kez günde 100 bin vaka sınırını geçerken İtalya’da da üst üste rekor düzeyde vaka sayıları görüldü. Fransa ve Almanya’nın da aralarında olduğu bir dizi ülke, yeni varyantın yayılmasını durdurmak için Covid önlemlerini sıkılaştırdı ve seyahat kısıtlamaları getirdi. Danimarka, Omikron’un yayılmasını kontrol altına almak için tiyatroların ve müzelerin kapatılması ve barlar, restoranlar ve alışveriş merkezlerindeki kapasite sınırlamaları da dahil olmak üzere bir dizi önlem başlattı. Hollanda, önemli bir karara imza atarak Omikron varyantı nedeniyle 14 Ocak’a kadar tam kapanma kararı aldığını duyurdu. Avusturya’da ise aşı yaptırmayanlara yönelik sokağa çıkma kısıtlaması devam ediyor. Omikron varyantının en çok etkilediği ülke olan İngiltere’de ise vaka sayısı her geçen gün artmaya devam ederken, hükümet takviye aşılara hız vermeye başladı. Kosova’da ise Ulusal Halk Sağlığı Enstititüsü 26 Aralık’ta pozitif çıkan 22 örnekten 9’unun Omikron varyantı vakası olduğunu duyurdu.
ABD, Kanada, Japonya, Güney Kore ve daha bir sürü ülke Avrupa ülkeleri ile benzer duruma sahip ve bir hükümetler bir dizi önlemler almaya başladılar.

© PRIZMA MEDIUM